Yaşam

Benliğe Yolculuk: YOGA

Birçok yerde karşımıza çıkan, adını sık sık duyduğumuz yoga, gün geçtikçe daha çok insanı kendine çekmeyi başarıyor. Gerek pandemi dolayısıyla artan boş vakitleri doldurma isteği gerekse yoganın faydalarını ortaya koyan bilimsel çalışma sayısının artmasından ötürü insanlar yogaya bir şans vermeye daha meyilli bir hale geldi. Peki bunca insanı kendine çekebilen yoga sadece “zaman geçirmelik” bir hobi veya hızla yayılan bir “trend” mi? Nereden geliyor, ne kadar eskiye dayanıyor? Zihnimizi ve bedenimizi nasıl etkiliyor?

Yoga, Sanskrit dilinde “birlik”, “kavuşma” anlamlarına gelen “yuj” kökünden türeyen bir kelime. Bu kelimenin ardında köklü bir tarih ve önemli bir felsefe yatıyor. Yoga, tarihi 50.000 yıl öncesine kadar uzanan ve kökeninin Hindistan’a dayandığı düşünülen fiziksel ve zihinsel bir uygulama, bir yolculuktur. Bu yolculuğun kurucusu olarak kabul edilen isim ise yoga sutraları ile bilinen “Patanjali” adında bir Hint düşünür. O zamandan bu yana insanların hayatında önemli bir yer edinen yoga, elbette birçok yerde de izini bırakmıştır. Yapılan araştırmalar ile karşımıza çıkan bu izler, yoga tarihinin ne kadar eskiye uzandığına dair birer kanıt niteliğinde düşünülebilir. Örneğin Indus Vadisi uygarlığına ait alanlarda yapılan kazılar ve araştırmalar sonucunda ortaya çıkan birçok mühürde, yoga ve meditasyona ait olduğu düşünülen duruşların benzerlerine rastlanmıştır. Bunun yanında Hindistan’da bulunan, yapraklar üzerine yazılan ve “veda” adı verilen metinlerde de yoga ile ilgili bilgiler yer almaktadır. Bunlar, yogaya dair günümüze ulaşan tarihi bulgulardan sadece birkaçıdır.

               Bunca yıllık bir geçmişe dayanan ve uzun yıllardır insan yaşantısında kendine önemli bir yer edinen, belli başlı izler bırakan yoga, birçok türe ayrılmakta ve her türün zihnimize, bedenimize saymakla bitmeyecek olumlu etkileri bulunmaktadır. Örneğin, Güneş ve Ay anlamına gelen “Ha” ile “Tha” kelimelerinin birleşmesiyle oluşan Hatha Yoga, meditasyon için zihni arıtma süreci olarak bilinir. Güç ve esnekliği arttırırken aynı zamanda nefes kontrolü, zihin ve beden dengesini de geliştirir. “8 Basamaklı yol” olarak da bilinen Ashtanga Yoganın temeli ise ısıya dayanır. Bu sayede vücudu ve zihni temizleyerek toksinlerin atılmasını sağlar. Bir diğer örnek olarak Kundalini Yoga ise meditasyona ağırlık vererek enerji çakralarının yükseltilmesinde rol oynar. Bunlar dışında birçok türe daha sahip olan yoganın çeşitli faydaları, bazı araştırmalarla bilimsel olarak da desteklenmiştir.

Yoga ve meditasyonunun yaşam kalitesini arttırdığı, odaklanmayı kolaylaştırdığı, uyku problemleri, anksiyete bozukluğu ve depresyon üzerinde olumlu etkilere sahip olduğu gerçeği, yogayla ilgisi olmayan bireyler tarafından bile az çok bilinmektedir. Bunlara ek olarak Massachusetts General Hospital ve Harvard Tıp Okulu’nda sinirbilim alanında çalışan Sara W. Lazar’ın yürüttüğü çalışmalar, yoganın birçok insan tarafından bilinmeyen, şaşırtıcı etkilerini de ortaya koyuyor. Bu çalışmaların sonuçlarından elde edilen bilgilere göre yoga, beyinde fark edilebilir düzeyde değişimlere sebep oluyor. Yoganın beyinde değişime yol açabiliyor olması her ne kadar inanması güç olsa da beynin bu şaşırtıcı yeteneğine nöroplastisite, yani beynin fizyolojik ve yapısal değişikliklere uğrama yeteneği, deniyor. Sara W. Lazar’ın çalışmalarının bir sonucu olarak, yoganın öğrenme, duygu düzenleme ve özellikle hafızadan sorumlu beyin bölgesi olan hipokampusta değişimler meydana getirdiği, yoga ve meditasyon yapan bireylerde, yapmayanlara oranla daha fazla gri madde olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca beyinde empati ve merhamet için önemli bir bölge olan temperoparieatal kavşak da yoga ve meditasyona başlayan ve devam eden bireylerde değişen beyin bölgelerinden biri olarak gözlenmiştir. Yoga ve meditasyon sayesinde değişime uğrayan bir diğer beyin bölgesi ise amigdaladır. Amigdala, beynimizde duyguların yorumlanmasından sorumlu bir bölge olarak bilinmektedir. Dolayısıyla beynimizin stres üreten bir bölgesi de diyebiliriz amigdala için. Peki, yoga ve meditasyonun bu bölgeye ne gibi bir etkisi olabilir? Birkaç yoga pozu beynin bu bölgesinde nasıl bir değişim meydana getirebilir? Bu sorular da Sara Lazar’ın çalışmalarında  cevaplarını buluyor. Çalışmalar sonucunda elde edilen bilgiler, meditasyon ve yoga yapan bireylerde amigdalanın küçüldüğünü gösteriyor. Bu da beyinde stresi önleyici bir etki yaratıyor. Yoga ve meditasyonla uğraşan bireylerde görülen stres seviyesindeki düşüş, bireylere daha kaliteli bir yaşam sunuyor.

Görüldüğü gibi, yoganın zihne ve bedene yadsınamaz birçok faydası olduğu gerçeği, her geçen gün sayısı artan çalışmalarla da kanıtlanmakta. Kimine göre faydalı bir egzersizler bütünü, kimine göre zaman geçirmelik bir hobi, kimine göre ise sanat olan yoga için; beden ve zihinde farkındalık sağlayıp evren ile uyumu, birleşmeyi ve bütünselliği amaçlayan bir yolculuk da diyebiliriz. İnsanın kendini keşfettiği, içine döndüğü bu yolculuk, gün geçtikçe birçok insanın daha hayatında kendine yer buluyor ve bulmaya da devam edecek gibi görünüyor.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu