GenelTeknoloji

Ethereum Merge : Daha Çevreci Bir Kriptopara

Dünyanın ikinci en büyük kripto para birimi olan Ethereum, daha fazla sürdürülebilir olma yolunda kendi yapısında “Ethereum Merge” adlı köklü değişiklikler yapmaya hazırlanıyor. Peki Ethereum Merge daha temiz bir Dünya için neden bu kadar önemli? Ethereum Merge veya Ethereum 2.0 olarak adlandırılan bu güncellemenin blockchain madenciliği ve daha yeşil bir dünya ile ilişkisine gelin bir göz atalım.

Tabi bu birleşmeyi(merge) anlamadan önce, kripto paraların çalışma mekanizmalarına biraz değinmemiz gerekiyor.

Kriptoparaların Konsensüs Algoritmaları

Konsensus Mekanizmaları Şeması

Bildiğiniz üzere kripto paralar merkeziyetsiz yapılardır, yani var olmaları için herhangi bir merkezî yapıya, kuruma ihtiyaç duymazlar. Kripto paraların aksine euro, dolar, Türk lirası gibi para birimleri; kripto paraların aksine merkez bankaları ve devletler tarafından denetime tabiidir. Yani bu tür itibari(fiat) para birimi dediğimiz para birimlerinin basılması, dağıtımı, kullanılması gibi konular devletler ve merkez bankalarının tekelindedir. İtibari paralarda, o paranın değerli bir şey olduğuna dair güven mekanizması devletin o paranın altına attığı imza, devletin sahip olduğu prestij ile sağlanırken; kripto paralarda güven mekanizmasını sağlayan şey ise konsensüs(mutabakat) algoritmalarıdır.

Konsensüs Mekanizmaları’nın Ethereum Merge ile İlişkisi

Yaygın kullanılan konsensüs protokolleri

Ethereum halihazırda Proof of Work(İşin Kanıtı)(PoW) denilen konsensüs protokolünü kullanmakta. PoW dediğimiz bu mekanizma, aslında matematiksel problemleri işlemcilerin hesaplama gücünü kullanarak çözme esasına dayanıyor. PoW konsensüs modeline sahip blockchain ağlarının saldırılardan korunması ve bu ağların sürekliliğini sağlama konusunda son derece kritik öneme sahip “madenci”lerin de yaptığı iş aslında bu. Madenciler matematiksel bulmacaları çözerler ve blockchain ağında gerçekleşen işlemleri doğrulayarak bu işlemleri ağda yayınlarlar. Bunun sonucunda blockchain ağında belirlenmiş kripto para ödülünü almaya hak kazanırlar.

Ethereum’un birleşme sonrası geçmek istediği konsensüs protokolü ise Proof of Stake(Hissenin Kanıtı)(PoS)’tir. PoS denilen bu sistem PoW’dan farklı olarak işlemcilerin hesaplama gücüne dayanmaz, kişinin ortaya koyacağı sermaye gücüne dayanır. PoW sisteminde var olan blok kazma işlemi PoS sisteminde mevcut değildir, onun yerine çıkarma işlemi uygulanır. Çıkarma sürecinin merkeziyetsizliğini korumak amacıyla ağdaki birçok farklı insan tarafından bu sürecin doğrulanması gerekir. Bu kripto para çıkarma sürecine dahil olmak isteyen katılımcılar, stake(hisse) olarak belirli miktarda coinlerini ağda kilitlerler. Cüzdanda bulunan varlık miktarı, staking süresi ve rastgelelik öğelerinin göz önüne alındığı algoritmalarla bir sonraki doğrulayıcı belirlenir. Doğrulayıcı bu işlem sonrasında kripto para ödülünü almaya hak kazanır.

Ethereum Merge de aslında PoW konsensüs modelinden PoS konsensüs modeline geçiştir.

Uzun lafın kısası:

PoS, sermaye gücünün göz önüne alındığı rastgele bir seçim uygulayarak işlemleri doğrulayacak doğrulayıcılarını(validator) seçer.

Sermayesi fazla olan doğrulayıcının ödül coin kazanma şansı daha yüksektir.”

PoW, ağda gerçekleşen işlemlerin doğrulanması için madencilerin sahip olduğu donanımların hesaplama gücünün yarıştırıldığı rekabetçi bir doğrulayıcı metodu uygular.

Daha büyük işlemci kapasitesi olan madencinin ödül coin kazanma şansı daha yüksektir.”

Basitçe blockchain madenciliği

Sürdürülebilirlik Açısından Blockchain Madenciliği

Enerji kullanımı ve blockchain madenciliği

Peki bütün bunlar sürdürülebilirlik açısından ne anlama geliyor?

Bitcoin, Ethereum gibi PoW konsensüs protokollerini kullanan kripto paraların devamlılığı madencilik sistemine bağlıdır. Her madencinin kendi sistemini kurabilmesi için ekran kartları(GPUs) veya uygulamaya özel tümleşik devreleri(ASICs) satın alması gerekmektedir. Blockchain madenciliğinin popülerleşmesi ve insanların GPU ve ASIC gibi donanımlara talebinin artması, dünyada bulunun çip arzının ciddi manada azalması anlamına geliyor. Bu da yıllardır içinde bulunduğumuz, dünyada 170’den fazla sektörü etkileyen çip krizinin daha kötü bir hal almasını sağlamıştır.

Muazzam boyutlara ulaşan çip üretiminin çevreye zararının haricinde, madencilik sistemlerinin kirli yüzü aslında bu sistemlerde kullanılan elektrik miktarına bakınca karşımıza çıkıyor. Çeşitli donanımları kullanarak insanların evlerine kurduğu bu madencilik sistemleri için yüksek miktarda elektrik kullanımı gerekir. Madencilik sistemlerindeki enerji kullanımının ne kadar büyük olduğunu göstermek gerekirse dünyanın en büyük kripto parası olan Bitcoin’in tüm dünyada yapılan madenciliğinde, her yıl 150 terawatt-saat elektrik enerjisi kullanmaktadır ve bu 45 milyonluk nüfusa sahip Arjantin’in yıllık enerji tüketiminden fazladır. Eğer Bitcoin madencileri bir ülke kurmuş olsaydı, bu ülke dünyada bir yılda en fazla enerji tüketen 25. ülke olurdu(Türkiye 17.sıradadır). Madencilik sistemlerinde tüketilen enerjinin ortaya çıkardığı karbondioksit miktarı ise yıllık 65 megatondur ve bu yaklaşık olarak Yunanistan’ın yıllık karbon emisyonuna denktir. Dünyanın elektrik enerjisinin yaklaşık %64’ünün fosil yakıtlardan sağlandığı düşünüldüğünde, blockchain madenciliğinin elektrik tüketimine dayalı kirli yüzü ortaya çıkıyor.

İşte bu noktada Ethereum Merge’ünün doğamız için önemi ortaya çıkıyor. PoW protokolünden PoS protokolüne geçişle birlikte Ethereum madenciliği yapılamaz hale gelecek. Ethereum’un kendi yaptığı hesaplamalarına göre Ethereum Merge sonrası, Ethereum ağının enerji kullanımı %99.95’in üzerinde azalacak. Böylece dünyanın ikinci en büyük kripto parası çok daha enerji tasarruflu bir hale gelecek ve blockchain madenciliğinin doğaya verdiği zarar büyük bir ölçüde azalmış olacak.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu